AI üretimi içerikler nelerdir? AI üretimi içerikler artık çok geniş bir yelpazede karşımıza çıkabiliyor. Örneğin bir şirketin reklam filmi ihtiyacını AI daha az maliyetli olarak ve daha kısa zamanda karşımıza kolayca çıkarabiliyor. Şirketlerin logolarının bile günümüzde AI tasarımı olduğunu görmekteyiz. Fakat şirketler AI üretimi içerikler konusunda haklarını nasıl koruyacak? AI üretimi içerikler konusunda kişiler tarafından hak iddia edilmesi nasıl engellenecek? Örneğin AI üretimi olan iki reklam filminin birbirine çok benzemesi durumuna karşın Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku konusunda nasıl düzenlemeler yapılacak?
Fikri mülkiyet açısından gündeme gelen en büyük problem ise sahiplik sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Bu sahiplik sorunu, fikri mülkiyet kanunlarının temel bir varsayımı olan “insan yaratıcı” kavramını zorlamakta ve yeni hukuki çerçevelere ihtiyaç duyulmaktadır.
WIPO’nun Yaklaşımı: Uluslararası Fikri Mülkiyet Politikaları ve AI
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO), AI üretimi içeriklerin fikri mülkiyet hakları konusunda uluslararası bir çerçeve oluşturmak için kapsamlı çalışmalar yürütmektedir. WIPO’nun bu konudaki resmi pozisyonu ve düzenlemeleri şu şekildedir:
WIPO, 2019’da başlattığı “AI ve Fikri Mülkiyet” başlıklı istişare sürecinde, AI üretimi içeriklerin telif hakkı korunmasına ilişkin temel ilkeleri belirlemeye çalışmıştır. WIPO’nun 2022 tarihli “Yapay Zeka ve Fikri Mülkiyet Politikası” başlıklı raporu, bu konudaki en güncel yaklaşımı ortaya koymaktadır. WIPO, AI üretimi içeriklerin sahipliği konusunda şu somut pozisyonu benimsemiştir: telif hakkı koruması ancak fikri yaratımın ifadesinde insan müdahalesinin bulunduğu durumlarda sağlanabilmektedir. Bu ilke, “Thaler v. Comptroller-General of Patents, Designs and Trade Marks” davasında 2021 yılında teyit edilmiştir. Bu davada WIPO, AI sisteminin (DABUS) bir buluşun mucidi olarak kabul edilemeyeceğine dair görüş bildirmiştir. WIPO’nun 2023 tarihli teknik belgesinde, “minimal insan müdahalesi” kavramı açıklığa kavuşturulmuştur.
Buna göre, sadece AI modeline prompt girmek veya parametreleri ayarlamak “minimal müdahale” kabul edilmekte ve içeriğin telif hakkı korumasını garanti etmemektedir. İçeriğin tescil edilebilmesi için “anlamlı ve yaratıcı insan katkısı” gerekmektedir.
EUIPO’nun Yaklaşımı: AB Fikri Mülkiyet Rejimi ve Yasal Uygulamalar
Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Örgütü (EUIPO), AI üretimi içeriklerin tescil edilebilirliği konusunda Avrupa Birliği içinde bağlayıcı düzenlemeler ve içtihatlar oluşturmuştur. EUIPO’nun yaklaşımı, somut kararlara ve açık yönergelere dayanmaktadır: EUIPO, 2023 yılında yayınladığı “Yapay Zeka ve Fikri Mülkiyet Hakları” başlıklı resmi kılavuzunda AI üretimi içeriklerin statüsünü netleştirmiştir. Bu kılavuza göre tamamen yapay zeka tarafından üretilen içerikler, bir insan yaratıcının yaratıcı ifadesini içermediği için ticari marka, tasarım veya telif hakkı korumasından faydalanamayacaktır. Bu ilke, AB Adalet Divanı’nın C-5/08 sayılı “Infopaq International” kararında vurgulanmaktadır. EUIPO, 2023 tarihli “C-401/19” davasına dayanarak, AI tarafından oluşturulan bir dizi görsel için marka tescil başvurusunu reddetmiştir. Özetle tescil edilebilir bir eser, yaratıcısının kişisel dokunuşunu yansıtması gerektiği ve bir AI sisteminin çıktısı, insana özgü yaratıcı seçimler içermediği sürece bu kriteri karşılayamayacağı belirtilmiştir. EUIPO’nun 2023 başında yürürlüğe giren direktifinde, fikri mülkiyet başvurularında AI kullanımının açıkça belirtilmesi gerekliliği getirilmiştir. Bu açıklamada, AI’ın nasıl kullanıldığı, insan katkısının niteliği ve kapsamı detaylandırılmalıdır. Bu şeffaflık kuralına uymayan başvurular, “eksik veya yanıltıcı bilgi” gerekçesiyle reddedilebilmektedir.
Türk Hukukunda AI Konusu:
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) AI üretimi içerikler için özel düzenlemeler içermemekte, ancak mevcut hükümler ışığında bu içerikler değerlendirilmektedir. FSEK’te “eser sahibi”nin “eseri meydana getiren kişi” olarak tanımlanması ve eserin “sahibinin hususiyetini taşıması” şartı, hukuken eserden bahsedebilmemiz için ortada bir “kişi” olmasının şart olduğunu ortaya koymuştur ve AI üretimi içeriklerin tescil edilebilirliğini zorlaştırmaktadır. Türk hukuk uygulamasında tamamen AI tarafından üretilen, insan müdahalesi içermeyen eserler FSEK kapsamında korunamamakta; bununla birlikte AI’ın bir araç olarak kullanıldığı ve insan yaratıcının anlamlı katkı sağladığı durumlarda ortaya çıkan eserler koruma altına alınabilmektedir.
Sonuç: AI Üretimi İçerikler için Hukuki Yol Haritası
AI üretimi içeriklerin markalaşması ve tescil edilebilirliği konusunda uluslararası ve ulusal düzenlemeler henüz gelişim aşamasındadır. İncelediğimiz WIPO, EUIPO ve FSEK yaklaşımlarının ortak noktası, “insan yaratıcılığı” ve “katkısı”nın merkezi önemini korumasıdır. Rekabet hukuku perspektifinden, AI algoritmaları tarafından üretilen benzer içeriklerin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı değerlendirilirken, algoritmanın nasıl yönlendirildiği ve insan yaratıcılığının ne ölçüde dahil olduğu belirleyici olacaktır. Bu bakımdan, günümüz dünyasında AI ile üretilmiş içerikleri serbestçe kullanabilsek de bunlar üzerinde “Telif Hakkı” sahibi olduğumuz iddia edilememektedir. Gelecekte bu alanı düzenleyecek yasal çerçevelerin hem teknolojik yenilikleri teşvik etmesi hem de hak sahiplerini koruması büyük önem taşımaktadır.
Meral Su Kalkancı