YASALAŞAN İKLİM KANUNU NEDİR? ŞİRKETLER AÇISINDAN İKLİM KANUNU İLE GETİRİLEN DÜZENLEMELER NELERDİR?

Kamuoyunda da oldukça ses getiren 7552 sayılı İklim Kanunu, 9 Temmuz 2025 Çarşamba günü Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Akdeniz havzasındaki konumu nedeniyle küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olan Türkiye açısından özellikle iklim değişikliğinin sonuçları olan orman yangını, kuraklık ve sel gibi aşırı hava olaylarının sıklığını ve şiddetini arttırdığını ve iklim değişikliğinin doğal varlıklar ile biyoçeşitliliği tehdit ettiği çok net bir şekilde gördüğümüz bu günlerde, bu yeni kanunun kabulü oldukça önemli.

Türkiye, 2021 yılında küresel ısınmayı sınırlamayı hedefleyen ve ilk kez küresel ölçekte imzacı bütün ülkelerin sera gazı emisyon azaltımı taahhüdünde bulunduğu uluslararası Paris Anlaşması’nı onaylamış olup 2053 net sıfır emisyon hedefi ile 2038 yılında sera gazı emisyonlarını artıştan %41 oranında azaltma taahhüdünde bulunmuştur. Paris Anlaşması, küresel sıcaklık artışını 2°C’nin altında tutmayı ve mümkünse 1,5°C ile sınırlamayı hedefleyerek, ülkelerin ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklarla iklim değişikliğiyle mücadele etmesini sağlayan tarihî bir dönüm noktasıdır. İklim değişikliğinin etkileri ile mücadelede taahhütleri yerine getirmek ve dönüşümü doğru bir şekilde gerçekleştirebilmek için çok önemli adımlar atılması gerekmekte olup; bunların en yüksek derecede titizlikle uygulanması çok büyük önem arz etmektedir.

Bu kapsamda, yürürlüğe giren İklim Kanunu’nun hedefler ve gereklilikler açısından kapsamlılığı ve yeterliliği belirli noktalarda kamuoyunda eleştirilmekle birlikte, iklim değişikliğini yaratan unsurların azaltımı ve değişikliğin getirdiği etkilere karşı uyum için çatı düzenleme olması sebebiyle önemli bir adım olduğu görüşü de oldukça yaygın. Ancak her yeni mevzuatta olduğu gibi, bu mevzuat hükümlerinin de samimiyetle, herkese eşit, şeffaf ve denetlenebilir şekilde uygulanması gerekmekte.

İklim Kanunu Kimleri Kapsamakta?

İklim Kanunu kamu kurumları, özel sektör şirketleri, gerçek ve tüzel kişiler için bağlayıcı yükümlülükler içermekte. Ancak bu yükümlülükler her şirket için aynı değil. Bu yükümlülükler bakımından şirketleri dört gruba ayırarak sınıflandırdığımızda karşımıza çıkan tablo şu şekildedir:

1.Doğrudan Emisyon Yayan Tesisler

2.Sanayi Sektöründe Belirli Kapasitenin Üstü

3. İthalatçı Şirketler

4.Belirli Ciro/ Büyüklük Üstü Şirketler

Özellikle aşağıda yer alan sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin ETS’ye dahil ve yıllık emisyon raporlaması zorunlu olduğunu öngörmekteyiz:

  • Enerji üretimi (mesela termik santraller, doğalgaz çevrim santralleri gibi)
  • Çimento
  • Demir-çelik
  • Cam, seramik, alüminyum
  • Rafineri, petrol ürünleri vb.

Yıllık 20 MW üzeri enerji tüketimi olan üretim tesisleri ve belirli kapasiteyi aşan ağır sanayi işletmeleri bu kapsamda çimento, demir-çelik vb. başta olmak üzere öne çıkmaktadır.

Özellikle Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) kapsamındaki sektörler:

  • Demir-çelik
  • Alüminyum
  • Çimento
  • Elektrik
  • Gübre

şeklindedir.

Özellikle karbon içerik raporlaması yapılması hususunda öne çıkan sektörler yukarıdaki gibidir.

Kanun ETS kapsamındaki esasları yönetmelikle belirlenen doğrudan sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetleri yürüten işletmeler olarak belirtilmekle birlikte Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenen ciro ve büyüklük sınırına göre yükümlülükleri genişleteceğini öngörmekteyiz. İlk aşamada büyük ölçekli işletmeler, enerji yoğun sektörler başta olmak üzere, kapsama gireceğini sonraki yıllarda daha küçük işletmelerin de dahil olacağı öngörülmekteyiz.

Şimdilik, doğrudan kapsamda olmayan bazı küçük ve orta ölçekli işletmeler, özellikle karbon yoğun sektörlere hizmet veya ürün tedarik eden KOBİ’ler, dolaylı olarak karbon raporlaması yapmak zorunda kalabilir.

Kurumsal Yönetişim ve İklim Uyumluluğu Artık Yasal Yükümlülük

İklim Kanunu ile birlikte şirketlerin, iklim değişikliğine karşı strateji geliştirme ve uygulama yükümlülüğü şirket içi yönetim fonksiyonlarının bir parçası haline gelmiş durumda. Şirketler;

  • Faaliyetlerine ilişkin sera gazı emisyon izinlerini almak zorundadır.
  • Emisyonlarını izleme, raporlama ve doğrulama sistemlerine tabi olacaktır.
  • Yıllık çevresel raporlamalarını denetime açık biçimde ve ulusal sistemlere uygun olarak yapmalıdır.

Emisyon Ticaret Sistemi (ETS): Artık Karbonun Hukuki Bir Değeri Var

Şirketler için en kritik yenilik, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında faaliyet göstermeye başlama zorunluluğudur. ETS, sera gazı emisyonlarına net sıfır hedefi doğrultusunda bir üst sınır belirlenmesi esasına dayanan ve emisyon haklarının (tahsisatların) alınıp satılması yoluyla emisyon azaltımını teşvik eden ulusal ve/veya uluslararası piyasa temelli bir mekanizmadır.

Bu sistem kapsamında:

  • Tahsisat, belirli bir dönem boyunca bir ton karbondioksit eşdeğerinde sera gazı salım hakkını ifade eder; devredilebilir, misli niteliktedir ve kaydi olarak ihraç edilir.
  • ETS, İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından kurulacak olup; ulusal tahsisat planlarının hazırlanması ve yıllık tahsisatların işletmelere dağıtımı bu Başkanlık tarafından yapılacaktır.
  • ETS kapsamına giren işletmeler, her yıl doğrulanmış sera gazı emisyonlarına karşılık gelecek şekilde tahsisat tesliminde bulunmakla yükümlüdür.
  • ETS piyasası, tahsisatların ve/veya emisyon ticaretine uygun standart sözleşmelerin alım-satımının yapılabildiği birincil ve ikincil piyasalardan oluşacak; bu piyasalar, Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) tarafından organize edilip işletilecektir.
  • Emisyon izni bulunmaksızın faaliyet gösteren işletmelere ciddi idari yaptırımlar uygulanacak ve bu durum faaliyet durdurmaya kadar varabilecektir.
  • İklim Kanunu çerçevesinde emisyon ölçümü, raporlama ve doğrulama süreci özel sektör için zorunlu hale getirilmiştir. ETS kapsamındaki işletmelerin, her yıl sera gazı emisyonlarını yetkili doğrulayıcı kuruluşlar aracılığıyla raporlamaları ve bu verileri belirlenen formatta sunmaları gerekmektedir. İzleme, raprlama ve doğrulama yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmelere yüksek tutarlı idari para cezaları uygulanacak; ciddi durumlarda emisyon izni iptali ve faaliyet durdurma gibi yaptırımlar söz konusu olabilecektir.

Bu çerçevede karbon, sadece çevresel değil, aynı zamanda finansal ve hukuki bir değer taşıyan stratejik bir unsur haline gelmiştir. Şirketlerin karbon yönetimi konusunu yalnızca uyum değil, aynı zamanda rekabet avantajı ve risk yönetimi unsuru olarak ele alması kaçınılmazdır.

Finansmana Erişim, Teşvikler ve Yeşil Yatırım Sınıflaması

İklim Kanunu’nun iş dünyası için en stratejik unsurlarından biri de “yeşil uyum ”un önem kazanmasıdır.

  • Yeşil Taksonomi ve Karbon Piyasalarına Katılım: Yeşil taksonomiye uyumlu yatırımların teşviki ve karbon piyasalarına katılımın artırılması, Türkiye’nin iklim politikalarının temel önceliklerinden biri haline gelmiştir. Yeşil taksonomi; çevresel açıdan sürdürülebilir kabul edilen ekonomik faaliyetlerin tanımlanması ve finansal sistemle entegre edilmesini sağlayan bir sınıflandırma sistemidir. Bu doğrultuda, çevre dostu yatırımların finansmana erişimi kolaylaştırılırken, düşük karbonlu projelere yönelik kamu destekleri, yeşil tahviller, teşvik mekanizmaları ve vergi avantajları gibi araçlarla özel sektörün yeşil dönüşüme katılımı desteklenmektedir.
  • Belirlenen çevresel hedefler doğrultusunda iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sağlayan ekonomik faaliyetlere ilişkin ilkeler ve kriterler belirleyerek iklim finansmanının harekete geçirilmesine katkıda bulunan sınıflandırma sistemleri olarak Türkiye Yeşil Taksonomisi (Taksonomi) ve bu konuda Türkiye Yeşil Taksonomi Yönetmeliği çıkarılacağı öngörülmüştür.

İthalatçı Şirketler İçin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)

İklim Kanunu ile gümrük bölgesinde, ithal edilen malların sera gazı emisyonlarının yönetimi mekanizması olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kurulabileceği öngörülmektedir. Türkiye Gümrük Bölgesinde ithal edilen malların gömülü sera gazı emisyonlarını ele almak için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kurulabilir. SKDM’ye ilişkin raporlama, kapsam, içerik, usul ve esaslar ilgili bakanlıklarla koordineli olarak Ticaret Bakanlığı tarafından belirleneceği öngörülmüştür.

Gönüllü Karbon Piyasaları ve Denkleştirme: Yeni Bir Piyasa Fırsatı Mı Doğuyor?

İklim Kanunu, gönüllü karbon piyasalarına da özel bir yer ayırmaktadır. Bu piyasalar, karbon kredilerinin gönüllülük esasına göre alım satımının yapıldığı piyasalardır. Kanunun tanımlar bölümünde “karbon kredisi” ve “proje sahibi” kavramlarına yer verilerek, gönüllü karbon piyasalarında faaliyet gösteren tarafların ulusal sisteme entegre edilmesi amaçlanmıştır.

Denkleştirme ise, karbon kredilerinin ETS kapsamında veya gönüllü taahhütlerin yerine getirilmesinde kullanılmasını ifade eder. İklim Kanunu’nun 11. maddesi, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında belirli oranlarda karbon kredisi kullanılarak yükümlülüklerin “denkleştirilebileceğini” düzenlemektedir. Bu hüküm, gönüllü piyasadan elde edilen karbon kredilerinin, uygun kriterleri sağlaması durumunda yasal yükümlülükleri karşılamak üzere kullanılmasına olanak tanımaktadır

İklim Kanunu ile getirilen yükümlülüklere uymayan şirketler için : 120 bin TL ve 10 milyon TL arasında yer alan çeşitli idari para cezaları, İzin iptalleri, İşlem yapılmasının engellenmesi, Gerekli düzeltmelerin yapılmaması halinde faaliyetin durdurulması, Suç oluşturması halinde Türk Ceza Kanunu ile diğer kanunların uygulanması İhracat süreçlerinde kısıtlama gibi yaptırımlar gündeme gelecektir.

İklim Kanunu, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iş dünyası için yeni bir dönemi başlatmakta olup ve şirketlerin kurumsal itibar yönetimini de etkileyen bağlayıcı bir norm haline gelmiştir. Şirketler, özellikle yüksek emisyonlu sektörlerde faaliyet gösteriyorsa ya da AB ile ticari ilişkileri varsa, karbon yönetimi süreçlerini şeffaf, planlı ve uyumlu bir şekilde yürütmek zorundadır. Bu dönüşüm sürecine geç kalmamak, finansal ve hukuki risklerin önüne geçmek ve etiğe uygun olarak faaliyet göstermek açısından büyük önem taşımaktadır.

Kanunun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2025/07/20250709-1.htm

Stj. Av. Buse Ceylin Şahin