İnsan Kaynakları ve İş Hukuku

AVANS YILLIK İZİN UYGULAMASININ HUKUKİ GEÇERLİLİĞİ

Yıllık ücretli izne hak kazanabilmenin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olan çalışanlar bakımından birtakım koşulları mevcuttur. Söz konusu koşullar arasında işçinin en az bir yıllık kıdeme sahip olması yer almaktadır. Ancak, kimi zaman işçi veya yönetim hakkı kapsamında işveren tarafından bahsi geçen bir yıllık kıdem şartı dolmadığı halde veya işçinin hak ettiği yıllık ücretli izinlerin tamamını kullanmış olması durumunda avans izni talebi ve avans izin kullanımına ilişkin uygulamalara rastlanmaktadır. 

Her ne kadar mevzuatta avans izin kullandırma şeklinde bir usul öngörülmemiş ise de, uygulamada işverenler tarafından işçilere talep üzerine avans izin kullandırıldığı bilinmekte ve Yargıtay uygulamalarında çoğunlukla kabul görmektedir. Bu bakımdan henüz yıllık izine hak kazanmayan veya bakiye ücretli izin hakkı bulunmayan işçiler bakımından, şayet işçinin bu yönde bir açık talebi bulunmakta ise avans yıllık izin kullandırılabilmesi mümkün görünmektedir. Bu durumdaki işçilerin talebi akabinde ileriki dönemde hak kazanacakları yıllık izin sürelerinden mahsup edilmek üzere yıllık izin borçlanması yapılabilecektir.

Buna ek olarak, mevzuatta açık bir düzenleme bulunmamakta ve Yargıtay hakimleri arasında içtihat birliği bulunmamakta ise de, öğretide avans izin kullanımının istisnai olarak değerlendirilmesi gerektiği, temel önceliğin işçinin hak ediş zamanında ücretli izin ile öngörülen dinlenme hakkını fiilen kullanması olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle belirli bir gün sayısı ile her bir işçi bakımından avans izinlerin sınırlandırılmasında fayda bulunmaktadır.

Avans izin uygulamasında en sorunlu husus ise, işçinin yıllık izne hak kazanmadan işten ayrılması durumunda kullandığı avans izin ücretinin işçiden kesilip kesilemeyeceğidir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2016/26145 E., 2020/11957 sayılı Kararı ile; 2 yıl kıdemi karşılığında 28 gün yıllık ücretli izin hakkı bulunan işçinin, 34 gün izin kullandığı, dolayısıyla hak ettiği yıllık izin süresini 6 gün aştığı, işverenin, işten ayrılan bu işçiden 6 günlük yıllık izin ücretini geri istediği, yerel mahkemenin de işvereni haklı bulduğu olaya ilişkindir. Ancak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak işverenin fazladan kullandırdığı yıllık izin ücretini geri isteyemeyeceğine karar vermiştir.

Yargıtay’ın ilgili kararında şöyle denilmektedir:   

“İşverenin işçiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep etmenin yasal bir dayanağı yoktur. Bu nedenle davacı karşı davalı işverenin davalı karşı davacı işçiye fazladan kullandırdığı 6 gün için talep ettiği alacağın reddi gerekirken kabulü de ayrıca hatalıdır.” İlgili karar uyarınca işverenin işçiye, avans izin kapsamında henüz hak etmediği bir yıllık izin kullandırması durumunda, eğer işçi yıllık izin mahsuplaşması yapılamadan işten ayrılırsa, işveren fazladan kullandırdığı yıllık izinlerin ücretini geri isteyemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Yargıtay kararında açıkça anlatıldığı üzere İşverenin işçiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep edilemeyeceği hükmü kurulmaktadır. Bu sebeple çalışan ile herhangi bir şekilde mutabakata varmaksızın fazla izin kullandırmak sureti ile eksi bakiye yıllık izin yaratılması işverenin aleyhine olacak ve eksi bakiye yıllık izin ücretleri çalışandan talep edilemeyecektir.

Sonuç olarak işveren işçiye hak kazanmadığı izni kullandırırken işçiden imzasını taşıyan bir dilekçe alması ve hak kazanmadan kullandırılan izin için ödenen ücretin, izne hak kazanma tarihinden önce işyerinden ayrılması halinde ödeneceği taahhüdünün alınması halinde izin ücreti talep edilebilmek adına İşverenliklerin eli güçlenecektir. Ancak işverenin yukarıda belirtildiği şekilde bir dilekçe ve taahhüt almaması durumunda işçiden herhangi bir talepte bulunamayacağı, hak kazanılmadan kullandırılan iznin 4857 sayılı İş Yasası’ nın 55. maddesinde belirtilen “ işveren tarafından verilen diğer izinler “ kapsamında değerlendirileceği şeklinde olacaktır.

Avukat Damla Davran Işlak

Bizi Tanıyın

Biz iş dünyasının hukuk danışmanıyız.

Türkiye’de sürdürülebilir büyüme, gelişme ve istikrar içerisinde iş yapmanın nasıl bir emek ve özen gerektirdiğini iyi biliyoruz.

Güncel Yazılar

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün