İnsan Kaynakları ve İş Hukuku

İŞ HUKUKUNDA “TAKIM SÖZLEŞMESİ” VE İŞLEVİ

Tipik bireysel iş sözleşmesinde işveren karşısında tek bir işçi bulunabilir. Fakat özellikle zamanımızda birçok işçinin birlikte çalışmak için gruplaşmalarına, birleşmelerine de sık rastlanmaktadır. Bu suretle bir bütün olarak bu işçilerle işveren arasında da hukukî ilişkiler meydana gelir. Bu hukuki görünüş ile ilgili olmak üzere kanunlarımızda yer almış en önemli hüküm İş Kanun’unun 16. maddesinde bulunan takım sözleşmesidir. 

  • Takım Sözleşmesi Nedir?

4857 sayılı İş Kanunu’nun “Takım sözleşmesi ile oluşturulan iş sözleşmeleri” başlığını taşıyan 16’ncı maddesinde takım sözleşmesinin tanımına yer verilmiştir. Buna göre; “Birden çok işçinin meydana getirdiği bir takımı temsilen bu işçilerden birinin, takım kılavuzu sıfatıyla işverenle yaptığı sözleşmeye takım sözleşmesi denir.”. Kanundaki bu tanımlamadan da anlaşılacağı üzere takım sözleşmesinin kurulabilmesi için her şeyden önce birden fazla işçinin bir araya gelmesi ve bir araya geldikten sonra oluşan takımdan bir işçinin, yapılması planlanan iş için diğer işçilerle görüşüp onları temsilen (takım kılavuzu) işveren ile sözleşme imzalaması gerekmektedir. Bu sözleşmenin hukuki niteliği konusunda doktrinde farklı görüşler olsa da takım sözleşmesi Türk hukuk sisteminde grupça bir şekilde iş ilişkisi kurulmasına müsaade eden tek sözleşme türü olup, çalışma hayatında çok farklı işlevlere sahip olma potansiyeline sahiptir.

  • Takım Sözleşmesinin Unsurları ve Şekli 

Takım sözleşmesinin unsurlarını yukarıda yer verdiğimiz tanımla beraber İş Kanunu’nun 16’ncı maddesinin devamında bulmamız mümkündür. Buna göre bir takım sözleşmesinin varlığından bahsedebilmek için;

  • Birden çok işçi olmalıdır.
  • Bir işveren olmalıdır.
  • İşçilerden birisi takım kılavuzu olmalıdır.
  • Takım kılavuzu işçiyle, işveren arasında bir sözleşme imzalanmalıdır.
  • Sözleşme yazılı olmalıdır.
  • Her işçinin kimliği ve alacağı sözleşmede gösterilmelidir.

Bu unsurlardan en önemlisi yazılılık unsuru olup, takım sözleşmesinin geçerlilik şeklini göstermektedir. İş Kanunu’nun 16.maddesinin 2.fıkrasına göre; “Takım sözleşmesinin, oluşturulacak iş sözleşmeleri için hangi süre kararlaştırılmış olursa olsun, yazılı yapılması gerekir”. İlgili kanun metninden de görüleceği üzere buradaki yazılı şekil şartı ispat şartı değil, emredici şekilde hukuki işlemin geçerlilik şartıdır. Bu bağlamda, yazılı şekilde yapılmayan sözleşmelerin geçersiz sayılacağı açıktır. Ancak belirtmemiz gerekir ki buradaki geçersizlik işveren ile takım kılavuzu sıfatıyla yazılılık unsuruna dikkat etmeyerek sözleşme yapan kişi arasındaki takım sözleşmesidir. İşçi ile işveren arasındaki sözleşmenin geçerliliğine ise halel gelmediğinden, her bir işçi bireysel olarak iş sözleşmesinden doğan haklarını talep ve dava edebilecektir. 

  • Takım İş Sözleşmesinin Özellikleri ve Tarafların Yükümlülükleri

Takım iş sözleşmesinin tipik bir hizmet akdine kıyasla kanunda açıkça belirtilen kendine has özellikleri mevcuttur. İş Kanun’unun 16. maddesinden çıkmakta olan bu özellikler şu şekildedir: 

  • Takım sözleşmesinin yapılması ile birlikte işçiler ile işveren arasında sözleşme kurulmuş olmaz. Sözleşmenin kurulması işçilerin işe başlaması ile mümkün olacaktır. (İş Kanunu 16/3)
  • Takım sözleşmesinin unsurlarında da bahsettiğimiz üzere işçilerin ücretleri sözleşmede ayrı ayrı gösterilmeli ayrıca takım kılavuzu aracılığı ile değil bizzat işçilere, ayrı ayrı ödenmelidir. (İş Kanunu 16/4)
  •  Takım kılavuzuna, aracılık yapması sebebiyle diğer işçilerden kesinti yapılarak ücret verilemez. (İş Kanunu 16/4-Son Cümle)

Takım sözleşmesinin tarafları işveren ve takımın içerisinden bir işçi, yani takım kılavuzudur. Takımı oluşturan diğer işçiler takım sözleşmesinin tarafı değildir. Her tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmede olduğu gibi takım sözleşmesi yapıldığında da tarafların yükümlülükleri doğmaktadır. Takım sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte işveren takım sözleşmesinde yer alan şartlarda, sözleşmede adı geçen işçileri işe başlatma yükümlülüğü altına girmekte olup, takım kılavuzu ise takımdaki işçilerden her birisinin işe başlaması yükümlülüğü altına girmektedir. Takımda yer alan işçilerden herhangi birisinin işe başlamaması halinde takım kılavuzunun, her bir işçi için ayrı ayrı olmak üzere, üçüncü kişinin fiilini taahhüt hükümleri gereğince sorumluluğu doğar. Bu husus İş Kanun’unun 16. Maddesinin 3. Fıkrasında açıkça belirtilmiştir.

  • Takım Sözleşmesinin İşlevi ve Potansiyeli 

Her ne kadar günümüzde takım sözleşmesi uygulaması yeterince ilgi görmese de 4857 sayılı İş Kanun’unun 16.maddesindeki hükümler oldukça yararlı, önemli ve birçok avantajı içerisinde barındırmaktadır. Nevi şahsına münhasır bu sözleşmenin hem işveren hem de işçi lehine olan yönleri vardır. İşveren sadece tek bir kişi (takım kılavuzu) ile sözleşme yaparak birden fazla işçi temin edebilmekte, bu da işe alma sürecini hızlandırmakta ve işçi bulamama riskini azaltmaktadır. Çünkü ortada bir taahhüt vardır ve eğer sorun olursa, sorumluluğuna gidebilecek bir taraf mevcuttur. Keza takım sözleşmelerinin işçi açısından da olumlu yönleri vardır. Günümüzdeki iş bulma zorlukları ile uzun ve meşakkatli işe girme prosedürleri düşünüldüğünde işçinin iş başvurusuna dahi gerek duymadan işine ulaşması sağlanmakta ve işe giriş prosedürü ile uğraşmasının önüne geçilmektedir. Hatta çalışacak olan işçilerin takım kılavuzuyla bu sözleşmesinin imzalanması için vekalet ilişkisine girmesine dahi gerek bulunmamaktadır. Mevcut yönleri düşünüldüğünde, takım sözleşmesi iş hayatında önemli bir esneklik aracı olarak kullanılabilir. 

Ayrıca takım sözleşmesine, özellikle sendikal örgütlenmenin zayıf olduğu ve toplu iş sözleşmesi yapılmasının çok nadir görüldüğü sinema, televizyon, inşaat, turizm, tarım sektörlerindeki gibi geçici nitelikli işlerde çalışan işçiler için, ayrı bir anlam kazandırılması da mümkündür. Bugün pekâlâ bu sektörlerde çalışan kişiler sendikal örgütlenmeye ulaşamamakta ve bu sebeple işverenlikler ile uzun soluklu ve sağlıklı iş ilişkileri kurulamamaktadır. Ancak sendikal örgütlenmeye ulaşamayan bu işçiler takım sözleşmesiyle beraber basit ve etkili bir formda örgütlenme sağlayarak takım kılavuzu öncülüğünde iş ilişkilerini işverenle etkin ve sağlıklı biçimde kararlaştırabileceklerdir.

Bu bağlamda takım sözleşmesi, yüksek rekabet barından iş hayatındaki iş ilişkilerinin sürekliliği ve sağlığı için önemli bir yasal enstrüman olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yavuz AMİL

Bizi Tanıyın

Biz iş dünyasının hukuk danışmanıyız.

Türkiye’de sürdürülebilir büyüme, gelişme ve istikrar içerisinde iş yapmanın nasıl bir emek ve özen gerektirdiğini iyi biliyoruz.

Güncel Yazılar

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün