RAKİP ŞİRKETLER ARASINDA DİJİTAL PLATFORMLARDA GÖRÜLEN HAKSIZ REKABET HALLERİ VE BAZI HUKUKİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İçinde bulunduğumuz çağın gereklikleri ve getirdikleri dolayısıyla sanal ortamların, fiziksel ve gerçek ortamların yanında önemi gittikçe arttığı gibi iş dünyasında da birçok değişiklik yaşanmakta ve bu doğrultuda yeni adımlar atılması gerekliliği doğmakta. Özellikle iş dünyasında rekabetin sınırları giderek genişlerken, dijital platformlar bu mücadelenin en yoğun yaşandığı alanlardan biri haline gelmekte. Bu bağlamda rakip şirketler arasında dijital ortamdaki rekabet de bazen etik sınırların dışına çıkarak haksız rekabet fiillerini doğurabilmekte. Peki, rakip şirketler internette birbirlerine karşı özellikle hangi haksız rekabet fiillerini gerçekleştiriyor, haksız rekabete hangi yöntemlerin kullanması sebebiyet verebilir ve şirketler bunlara karşı nasıl hukuki çözümleri üretebilirler? 

 Bu yazımızda elen alınan hususlar sadece Türk Ticaret Kanunu’nun 55.maddesi kapsamında ortaya çıkmakta olan bazı durumlar ve izlenebilecek hukuki yollara ilişkin bilgi vermek amaçlı olup uluslararası kurallara ilişkin bir açıklama içermediği gibi danışmanlık niteliğinde de değildir.

Rakip Şirketler Arasında Görülen Dijital Haksız Rekabet Fiilleri

Türk hukukuna göre haksız rekabet, ekonomik rekabetin sınırlarının aşılarak dürüstlük kurallarına aykırı şekilde rakiplerin zarar görmesine veya tüketicilerin yanıltılmasına neden olan, tacirler ile müşterileri arasındaki ilişkiyi etkileyen her türlü davranış olarak tanımlanabilir. Bu davranışlar doğrudan veya dolaylı olabileceği gibi, bazen farkına varılmadan sebebiyet verilmiş bile olunabilir. Bu doğrultuda haksız rekabete sebebiyet verebilecek fiillerin birçok şekilde ortaya çıkması mümkündür. Ayrıca Türk hukukunda haksız rekabet düzenlemelerine ilişkin olarak daha detaylı ve kapsamlı bilgi için web sitemizde yer alan “Türk Hukukunda ‘Haksız Rekabet’ Nedir ve Hukuki Sonuçları Nelerdir?” başlıklı yazıyı inceleyebilirsiniz.

  • Karalayıcı ve Yanıltıcı İçerik Paylaşımı

Rakip şirketler, özellikle sosyal medya, haber siteleri, web siteleri gibi dijital platformlar üzerinden doğrudan veya dolaylı olarak haksız rekabet fillerinin meydana gelmesine bilinçli veya bilinçsiz olarak sebebiyet verebilir ve rakibinin itibarını zedeleyici haberleri yayabilir. Bu gibi durumlara örnek olarak “A firmasının ürünleri insan sağlığına zararlı mı, yetkili merciler bu duruma dur diyecek mi?” gibi başlıklar ile müşteri algısının olumsuz yönde değiştirmesi hedeflenebilir. Yine başka bir örnek ise bir web sitesinde yer alan bağlantının (link) gerçekte var olmayan bir ekonomik veya yönetimsel ilişki varmış gibi görünebilir olması açısından tüketici açısından yanıltıcı olabileceğinden yine rekabeti zedeleyici nitelikte addedilebilir. Müşterilere gönderilen e-posta ile yapılan ticari reklamların da yine haksız rekabete yol açması mümkündür.

  • Sahte Olumsuz Yorum ve Şikayetler

Rakip şirketlerin, sahte kullanıcı hesapları oluşturarak ve bu hesaplarda gerçek bir müşteri gibi davranarak sosyal medya platformları, forumlar, e-ticaret platformları veya arama motorlarında gözüken yorumları gibi çeşitli dijital platformlar üzerinden rakibin itibarını zedeleyici içerikler paylaşması şeklinde olabilir.

  • Rakip Şirketin Ticari Sırlarını Açıklamak

Bir şirketin eski çalışanlarının veya iç kaynaklarının kullanılarak bu rakip şirketin bilgisi olmadan bu ticari sırlarının tabiri caizse “sızdırılması” durumları da ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir niteliktedir.

  • Marka ve Alan Adı Gaspı (Domain Squatting)

Rakip şirketlerin, bazen rakiplerininkine benzer marka veya alan adlarını satın almak suretiyle rakiplerinin müşterilerini kendilerine yönlendirmeye çalışmakta olduğu durumlar görülebilmektedir. Bu durumlar zaman zaman rakip firmanın ismini barındıran bir domain alarak yanıltıcı kampanyalar düzenlenmesi gibi olabildiği gibi bazen de alan adında başkasına ait ve görece ünlü ve tanınmış olan markalara yer verilmesi şeklinde de olabildiği gibi yine kişinin muvafakati veya izni olmadan adı kullanılarak bir web sitesi oluşturulması şeklinde de olabilir. Ayrıca bu konuda “.tr” uzantılı alan adlarının tahsisine ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesi yetkisi ve görevinin, 7 Kasım 2010 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren “İnternet Alan Adları Yönetmeliği” ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”)’na verildiği hususunun da göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

  1.  Rakibin Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) Performansını Sabote Etmek (Negatif SEO)

Kısaca SEO olarak adlandırılan arama motoru optimizasyonu veya İngilizce karşılığıyla “Search Engine Optimization” arama motorlarının web sitenizin içeriğini anlamasına ve hedef kitleniz olan kullanıcıların web sitenizi bulup, ziyaret edip etmeyeceklerine karar vermelerine yardımcı olur. Ancak zaman zaman rakip şirketlerin, rakibinin web sitesinin SEO performansını spam backlinkler göndererek arama motorunda sıralamasını düşürmek veya rakibiyle ilgili olumsuz haberler yayarak rakibinin marka itibarını sarsmak gibi rakibinin SEO perfomansını sabote etmeye yönelik etik olmayan ve dürüstlük kuralına aykırı nitelikteki hareketleri de yine haksız rekabete yol açmaktadır.

Dijital Ortamdaki Haksız Rekabet Eylemlerine Karşı Bazı Hukuki Çözüm Önerileri ve Sair Başvuru Yolları

  • Haksız Rekabete Sebep Olan Şirkete İhtarname Gönderilebilir:

Öncelikle, rakip şirketin haksız rekabet niteliğindeki faaliyetlerine son vermesini sağlamak için kendilerine noter kanalıyla ihtarname gönderilebilir. Ayrıca hukuka aykırı içerikler için ilgili dijital platformlara içerik kaldırma talepleri için başvurulabilir ancak bu yöntemin geçici olabileceği ve içeriğin yeniden dijital platformlara yüklenebileceği unutulmamalı. Tüm bu süreçlerde bir avukata danışılarak danışmanlık hizmeti alınması hukuki düzlemde her şeyin sorunsuz ilerlemesi için önem arz eder.

  • TTK m.56 Kapsamında Düzenlenen Haksız Rekabet Davaları Başlatılabilir:

Hukuka aykırı davranan rakiplere karşı TTK m.56’da öngörülen haksız rekabetin tespiti, (önlenmesi) men’i ve/veya (haksız rekabettin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması davası) ref’i davaları açılabilir. Yine aynı maddede düzenlenen haksız rekabete dayalı maddi tazminat davası ve haksız rekabete dayalı manevi tazminat davası da açılabilecek dava seçeneklerindendir.

Kısaca özetlemek gerekirse TTK m.56 düzenlemesine göre, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;

  • Haksız Rekabetin Tespiti Davası ile Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
  • Haksız Rekabetin Men’i Davası ile haksız rekabetin devam etme veya tekrarlama durumlarında haksız rekabetin önlenmesini,
  • Haksız Rekabetin Ref’i Davası ile haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
  • Haksız Rekabete Dayalı Maddi Tazminat Davası ile kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
  • Haksız Rekabete Dayalı Manevi Tazminat Davası ile Türk Borçlar Kanunu’nun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir.
  • TTK m.62 Bağlamında Haksız Rekabet Fillerinin Cezayı Gerektirmesi Halleri Dolayısıyla Haksız Rekabetten Kaynaklı Savcılık Şikâyeti Yapılabilir:

Haksız rekabet teşkil eden eylemlere karşı tazminat talepli hukuk davalarının yanı sıra; şartları bulunuyorsa savcılık nezdinde şikâyet yoluna gidilebilir. Bu doğrultuda tüzel kişilerin cezai sorumluluğunu düzenleyen TTK m.63’ün de göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Burada şikâyete bağlı bir suç söz konusudur.

  • Haksız Rekabet Fiili Marka Hakkı İhlali Niteliğindeyse 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Çerçevesinde Dava Açılması Yoluna Gidilebilir:

Haksız rekabet fiilinin tescilli marka haklarını ihlal etmesi durumunda ise marka sahibinin marka hakkına tecavüze ilişkin dava açması mümkündür.

  • Rekabet Kurumu ve/veya Ticaret Bakanlığına Şikâyet Kurumu İşletilebilir:

Yanıltıcı reklam, tüketici hakları ihlali gibi durumlarda ise Rekabet Kurumu veya Ticaret Bakanlığı’na başvuru yapılması yoluna gidilebilir.

Özetle, rakip şirketler arasında yaşanan veya yaşanması muhtemel dijital haksız rekabet halleri, yalnızca ticari etik açısından değil, özellikle hukuki boyutuyla da ciddi sonuçlar doğurabilir. Yazımızda ele aldığımız durumlar ve çözümler somut olayın özelliğine göre değişiklik gösterebilmektedir bu sebeple şirketler tarafından mutlaka hukuki danışmanlık alınması olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasının önüne geçilmesi, gerekli tedbirlerin alınması ve haksız rekabet saldırılarına karşı itibar yönetimi ve hukuki yolların aktif olarak kullanılmaları açısından büyük önem arz etmektedir.

Buse Ceylin Şahin