İş Hayatına Bakış

SERMAYE ŞİRKETLERİNDE GENEL KURULA ÇAĞRI DAVALARI

Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 407 ve devamı maddeleri anonim şirketlerin genel kurullarına ilişkin düzenlemeleri içermektedir. Bu hükümlere göre, genel kurul, her faaliyet yılının sona ermesinden itibaren 3 ay içinde olmak üzere yılda bir kez olağan ve gerekli görüldüğü takdirde olağanüstü olmak üzere toplanır. 

Genel kurula çağrı temel olarak yönetim kurulunun görevidir ve yönetim kurulu, süresi dolmuş olsa dahi genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkilidir. Ancak bazen şirket yönetimleri bir türlü bu çağrıyı yapmaz, çeşitli nedenlerle Genel Kurul toplamak için gerekli işlemleri yapamaz. İşte TTK,’nın 410/2 ve 412 maddelerinde a yer alan iki istisna uyarınca, bu gibi belirli hallerde hem anonim hem limitet şirketlerde mahkeme kararıyla genel kurul çağrısı yapılması mümkündür. 

Tek Pay sahibinin Mahkeme İzni ile Genel Kurulu Toplantıya Çağırma Hakkı TTTK madde 410/2

M.410/2 sermaye şirketlerindeki pay sahipleri, mahkeme kararıyla verilecek izinle genel kurulu toplantıya çağırmasına olanak tanımaktadır.  Bu hakkı kullanmak için şirkette tek bir paya sahip olmak bile yeterlidir. Ancak mahkemenin, talepte bulunan pay sahibine çağrı izni vermesi, bahsedilen hükümde sayılan sınırlı sayıdaki hallerin varlığına bağlıdır.

Hükümde, pay sahibine mahkeme tarafından çağrı izni verilmesi için gerekli haller şu şekildedir:

  • Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, 
  • Toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması
  • Toplantı nisabının mevcut olmaması.

Uygulamada bazen Yönetim Kurulu üyelerinin sağlık sorunları, bazen de Yönetim Kurulu üyeleri veya ortaklar arasındaki anlaşmazlık ve çekişmeler, Kanunda sayılan türden durumları ortaya çıkarabilmekte. Yönetim kurulu üyelerinin toplantılara katılmaması nedeni ile toplantı nisabının sağlanamaması, görevlerini ihmal etmesi, vefat etmesi veya kendilerinden haber alınamaması gibi durumlarda, genel kurulun yapılabilmesi ve hatta yeni bir yönetim kurulu üyesi seçilerek yönetim kurulunun tekrar işlevli hale getirilmesi için bu yola başvurmak ve genel kurul çağrısı yapılması için mahkemeden izin alınması uygun bir çözüm yolu olabilir. 

Bu hüküm doğrultusunda verilmiş kararlarda, mahkemenin genel kurul çağrısı izni verirken genellikle genel kurul gündemini davacı pay sahibinin talepleri doğrultusunda belirlediğini ve pay sahibine ancak belirlenen gündem maddeleri uyarınca çağrı izni verdiğini görmekteyiz. Bu durumda artık mahkemeye başvuran pay sahibi, bizzat kendisi Genel Kurul çağrısını diğer pay sahiplerine yaparak Genel Kurul toplantısını gerçekleştirebilir. 

Azlık Pay Sahibinin Mahkeme Kararı ile Genel Kurulu Toplantıya Çağırma Hakkı TTK m. 411 ve 412

TTK m.411 ve 412’, bir önceki hükümden farklı olarak azınlık pay sahiplerinin, çoğunluk pay sahipleri karşısında menfaatlerinin korunması amacıyla kendilerine sağlanmış ayrı bir hak bulunmaktadır.

Azınlık pay sahibi kimdir? Bir şirkette sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde ise yirmide birini oluşturan pay sahipleri kanunda “azınlık pay sahibi” olarak tanımlanmaktadır. 

Azınlık pay sahipleri; gerekçelerini ve talep ettikleri gündemi yazılı olarak belirterek, yönetim kurulundan, genel kurulu toplantıya çağırmasını talep edebilirler. Genel kurulun halihazırda toplanması planlanmış ise, gündeme madde eklenmesini yine yönetim kurulundan talep edebilirler. Usulen çağrı ve gündeme madde eklenmesi talepleri noter aracılığı ile iletilmelidir. 

Azınlık pay sahiplerinin, bu talepleri yönetim kurulu tarafından reddedilir veya 7 iş günü içinde olumlu cevap verilmezse, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden genel kurulun toplantıya çağrılması azınlık pay sahipleri tarafından talep edilebilir.  Bu tür davalarda ana kural, mahkemenin duruşma yapmaksızın dosya üzerinden inceleme yaparak karar vermesidir. Ancak mahkeme gerekli görürse duruşma da yapabilir. 

Yukarıda ilk açıkladığımız seçenekte, TTK m.410/2 uyarınca mahkeme Genel kurul çağrısı yapma iznini doğrudan başvuru sahibi paydaşa vermekteydi. Azlık pay sahibi tarafından yapılan başvurularda ise bundan farklı olarak mahkeme, azınlık pay sahibinin genel kurul çağrı talebini kabul etmesi halinde, gündemi belirlemesi ve çağrıyı yapması amacıyla bir kayyım atayacaktır. 

Ayrıca, ele aldığımız bu iki davada da mahkemenin vereceği kararın kesin olduğunu, yani bu kararlara karşı istinaf, temyiz gibi başvuru ihtimalleri bulunmadığını hatırlatmak isteriz. 

Uğur Serkan Köksal

Bizi Tanıyın

Biz iş dünyasının hukuk danışmanıyız.

Türkiye’de sürdürülebilir büyüme, gelişme ve istikrar içerisinde iş yapmanın nasıl bir emek ve özen gerektirdiğini iyi biliyoruz.

Güncel Yazılar

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün