Bilişim, Medya ve Fikri Mülkiyet

TASARIMLARIN KORUNMASINDA AYIRT EDİCİ NİTELİK KAVRAMI

Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, ilgili tasarımın tescillenerek korunabilmesi bakımından önemli unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygulamada ve hukuki uyuşmazlıklarda pek sık karşımıza çıkan bu kavram, bir ürünün görünümünü başkaca ürünlerden farklı kılan, başka bir deyiş ile ayırt edilmesine olanak sağlayan özellik olarak tanımlanabilmektedir. Her halükârda bir tasarımın korunabilmesi, ayırt edicilik unsuru dışında yenilik şartına bağlı olmakla birlikte, tasarımın yalnızca yenilik unsurunu taşıyor olması da tasarımın korunması için yeterli görülmemektedir. 

 

Ayırt Edicilik Değerlendirilmesinde Bilgilenmiş Kullanıcının Rolü

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu çerçevesinde bir tasarımın ayırt edici özelliğinin bulunup bulunmadığına ilişkin değerlendirme kriteri, bir bilgilenmiş kullanıcının üzerinde bıraktığı genel izlenime tabi tutulmuştur. Bahsi geçen değerlendirme kriterinde yer alan bilgilenmiş kullanıcı ise, mevcut bir tasarım hakkında sıradan bir kullanıcıya nazaran daha bilgili olan ancak konusunda uzman bir kişi kadar teknik bilgiye sahip olmayan kişi olarak tanımlanabilecektir. Burada önemli olan bilgilenmiş kullanıcının, normal bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark edebilmesidir. Örneğin, bir cep telefonu tasarımının ayırt edicilik niteliğinin değerlendirmesinde, bilgilenmiş kullanıcı niteliğine sahip kişi telefonun tamircisi olabilir. Buna göre, tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözünde bıraktığı izlenim, tescili mevcut bir tasarım bakımından başvuru tarihi yahut rüçhan tarihinden öncesinde, tescilsiz bir tasarım bakımından kamuya ilk sunulduğu tarihten önce; kamuya sunulmuş olan herhangi bir tasarımın aynı bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin farklı olması halinde ilgili tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu değerlendirmesi yapılabilecektir. 

Ayırt Edicilik Unsurunun Kapsamı

Ayırt ediciliğin değerlendirmesinde, bir tasarımın şekli, içerdiği renk kodları, çizgileri, biçimi, dokusu, malzemesinin esnekliği vb. gibi tasarımın dış görünümünde yer alan unsurların diğer pazara arz edilen ürünlerden farklılık içermesi, başka bir deyiş ile benzerlerinden ayrıştırılması dikkate alınmakta, bahsi geçen hususlarda farklılıkların bulunması halinde ilgili tasarımın korunması söz konusu olabilmektedir. Ancak bir ürünün fonksiyonu bakımından, belirli şekillerde tasarlanması bir zorunluluk oluşturuyor, başkaca bir kişiye bir seçenek özgürlüğü bırakmıyor ise ilgili tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilmeyecek, dolayısıyla tasarımın korunması da söz konusu olamayacaktır. Çünkü tasarımın korunması, ürünün kendisinin korunması anlamına gelmemekte, ürünün tasarımının korunması anlamını taşımaktadır. Burada kanun koyucunun amacı, bir tasarımın kamuya arz edildiği pazar alanında, belirli bir kişiye özgülenerek tekelleştirilmesinin önüne geçmek istemesidir. Ancak her ne kadar, tasarımın geliştirilmesinde herhangi bir seçenek özgürlüğünün bulunmaması halinde, tasarımın korunması söz konusu olamayacak ise de ilgili tasarımda mevcut olan birtakım teknik zorunlulukların bulunması, tasarımın korunmasına engel teşkil etmeyecek, olası bir uyuşmazlık halinde bahse konu teknik zorunluluklar ayırt edici nitelik kıyaslamasında dikkate alınmayacaktır. Bu teknik zorunluluklar bakımından yapılacak değerlendirmede, bir tasarımcının, ilgili tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır. Başka bir deyiş ile, bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğunun kabul edilebilmesi için, diğer tasarımlara kıyasla, görünümünün belirli standartlar çerçevesinde içermesi gereken zorunluluklarının dışında belirgin farklılıkların bulunması gerekmektedir.

Tescil başvurusu yapılması esnasında tasarımların ayırt edici niteliğe sahip olup olmadıkları, Türk Patent Enstitüsü tarafından kendiliğinden incelenmemektedir, üçüncü kişilerin yapacakları itiraz neticesinde tasarımın ayırt edici niteliğine ilişkin değerlendirme Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nca yapılacaktır. Üçüncü kişilerin itirazlarına karşı yapılan değerlendirme sonucunda tasarımın tescilinde bir engel bulunmadığı yönünde görüş bildirilmesi ve tescilin gerçekleşmesi, üçüncü kişilerin tescilin hükümsüzlüğüne ilişkin hukuki yollara başvurma hakkını ise engellemeyecektir. 

Sonuç

Sonuç olarak, bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması bakımından, bahse konu tasarımın bilgilenmiş bir kullanıcı üzerinde yarattığı genel bir izlenimin, önceki tasarımlardan farklılık içermesi, ilgili tasarımın korunması bakımından bir gereklilik olup, tasarımların söz konusu koşulları karşılayıp karşılamadığının tespiti bazı hallerde detaylı bir inceleme yapılmasını gerekli kılmakta, dolayısıyla ortaya çıkabilecek bir uyuşmazlık halinde, bilirkişi vasıtası ile yapılacak inceleme ile tasarımın korunmasına ilişkin şartların varlığının tespit edilmesi gündeme gelebilecektir.  

Avukat Elif Göktepeliler

Bizi Tanıyın

Biz iş dünyasının hukuk danışmanıyız.

Türkiye’de sürdürülebilir büyüme, gelişme ve istikrar içerisinde iş yapmanın nasıl bir emek ve özen gerektirdiğini iyi biliyoruz.

Güncel Yazılar

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün