Şirketler ve Ticaret Hukuku

BİR TİCARİ İŞLETME DEVREDERKEN, DEVİR ÖNCESİ BORÇLAR İÇİN SORUMLULUKTAN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ?

Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) 11. Madde 1. Fıkrasındaki “Ticari İşletme” tanımına göre; “Ticari işletme esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” Belirtilen unsurları taşıyan tüm işletmeler, artık hukuken “ticari işletme” sayılacaktır. Uygulamada bir ticari işletmelerin devri, yazılı bir devir sözleşmesiyle yapılmakta ve işletmenin aktif ve pasifiyle tüm malvarlığı devralan tüzel veya gerçek geçmektedir. Bir ticari işletmenin malvarlığında binalar, makineler, araç ve gereçler gibi maddi ve fikri mülkiyet hakları, kiracılık hakkı, internet alan adları gibi gayri maddi pek çok unsur yer almaktadır. Ticari işletmenin devrinin konusu, ticari işletme devredilirken devrin hangi unsurları kapsadığının belirlenmesi ve bu unsurların devriyle gerçekleşmektedir.

Ticari İşletme Devir Süreci Nasıl İşler?

T.T.K Madde 11.3- ve Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) Madde 202 uyarınca ticari işletme devri işletmenin aktif ve pasifleriyle, yani tüm unsurları ile devredilmesini kapsayan bir işlemdir. Başka bir deyişle, işletmenin sadece varlıklarını devredip, borçlarını devir kapsamı dışı bırakmak söz konusu olamaz. Taraflar bunun dışında devir kapsamın somut sınırlarını devir sözleşmesi ile içeriğini kendileri belirleyebilirler. Sözleşme ile bazı aktif veya pasifler kapsam dışı bırakılabilir ancak bu sınırlama ölçülü bir biçimde yapılmalı ve devredilen işletmenin faaliyetlerine devam edebilecek kapasite ve elverişliliğini koruması gerekmektedir. Eklemek gerekir ki, kapsam dışı bırakılabilecek unsurların ticari işletmenin türü, konusu ve faaliyet alanına göre değişkenlik göstermektedir. Ancak uygulamada taraflar aksini kararlaştırmadığı taktirde bir ticari işletme devir işleminin bütün olarak işletmeyi kapsadığı kabul edilmektedir.

Ticari işletmenin devri niteliğindeki işlemlerin alacaklılara karşı geçerli olabilmesi için TBK madde 202’de öngörülen şekilde devrin, devralan tarafından alacaklılara ihbar edilmesi veya gazetelerle ilan edilmesi gerekir. Bahsi geçen ihbar konusu, devir sözleşmesinin taraflar arasında geçerliliğini etkilemeyecek, ancak devir sözleşmesinin, dış ilişki bakımından sonuç doğurması için gerekli olacaktır. Dolayısıyla devralan, alacaklılara bu şekilde bir ihbar yapmazsa, borçlardan sorumlu olmaz.

Ticari İşletme Devrolurken, İşletmenin Borçları da Devrolur mu?

Kanun hükmü gereği işletmenin devri ile beraber borçlar, devir alana geçmektedir. Hâkim görüşe göre taraflar kendi aralarında yapacakları devir sözleşmesi ile borç devrini sınırlandırmış bile olsalar, bu sınırlama sadece devredenle devralan arasında geçerli olacak, devir konusu işletmenin alacaklılar bakımından hiçbir hüküm ifade etmeyecek ve alacaklılara karşı bu sınırlandırma ileri sürülemeyecektir.

Buna ek olarak, T.B.K. Madde 202 ve devamında ticari işletme devri sonucunda devredenin de devralanla birlikte 2 yıl süreyle devir öncesi borçlardan dolayı müteselsil sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Kanun koyucu bu hükümle, kötü niyetli veya muvazaalı devir işlemleri ile alacaklılarından kurtulmayı hedefleyen devredenlerin önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Müteselsil sorumluluk gereği alacaklılar hem işletmenin yeni sahibine hem de eski sahibine 2 yıl süre ile başvurmak hakkına sahiptirler. Borçlular ise müteselsil sorumluluk iç ilişkisi uyarınca ortaklaşa veya tek taraflı yapılan ödemeler için diğer tarafa rücu etmek suretiyle tahsilatı gerçekleştirebileceklerdir. Kanun uyarınca getirilen 2 yıllık hak düşürücü süre sebebiyle, devir sonrası alacaklılar tarafından 2 yıl boyunca takip başlatılmadığı taktirde artık devir öncesi döneme dayanan alacaklarının tek muhatabı, işletmeyi yeni devir alan kişi olacaktır.

Devreden Taraf için 2 yıllık Sorumluluk Süresi Ne Zaman Başlar?

Sorumluluk süresinin başlangıcı, devir tarihi itibari ile muaccel hale gelmiş borçlar için, işletme devrinin alacaklılara bildirim veya duyuru tarihinden itibaren başlamaktadır ancak muaccel olmayan borçlar için borcun muaccel olduğu tarihten itibaren başlamaktadır. Borcun muaccel olmasından kasıt, bir borcun vadesinin gelmiş olması ve ödenmesi gereken ya da talep edilebilen hale gelmesidir. Muacceliyet kanunda açık bir şekilde düzenlenmemiştir fakat borç için net bir vade gününün belirlenmesi ve bu vade günün dolması veya belirli bir şarta bağlı kurulmuş borç ilişkisinde şartın gerçekleşmesi veya vade belirlenmemişse alacaklının borç ilişkisi kurulmasıyla beraber ödeme yapmak istemesi ile muaccceliyet gündeme gelir. Ticari işletmeyi devreden ve devralan tarafların devirden sonra 2 yıl boyunca müteselsil sorumlu olmaya devam etmesi ilkesi aslında alacaklıları korumaya yönelik bir durumdur. Böylece Alacaklı taraflar için karşılarına çıkan yeni borçluya gitme imkânı kadar, tanıdıkları, bildikleri eski borçlulara da başvurma hakkı, alacaklılar için kapsamlı bir koruma sağlamaktadır.

Sonuç

Uygulamada ticari işletme devri işlemlerinden sonra, devir öncesi dönemden kalan borçların kimden tahsil edileceği ve kimin sorumlu olacağı bakımından çeşitli uyuşmazlıklar meydana gelebilmektedir. Ticari işletme devri ile beraber, esasen kanun uyarınca işletmenin borçları da devralana geçmektedir ancak bu devrin alacaklılara bildirilmesi ve ilan edilmesi gibi hususlar, ileride sorumluluk konusunda uyuşmazlık yaşanmaması için önemlidir. Ticari işletmeyi devredenle devralan arasındaki 2 yıl süreli müteselsil sorumluluğun başlangıç süresinin belirlenmesi ve buna göre hukuki işlemlerin gerçekleştirilmesi uyuşmazlık yaşayan taraflar bakımından son derece önem teşkil etmektedir.

Yağız Öztim

Bizi Tanıyın

Biz iş dünyasının hukuk danışmanıyız.

Türkiye’de sürdürülebilir büyüme, gelişme ve istikrar içerisinde iş yapmanın nasıl bir emek ve özen gerektirdiğini iyi biliyoruz.

Güncel Yazılar

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün