İnsan Kaynakları ve İş Hukuku

İŞÇİNİN İŞ AKDİNİN ASKIDA KALMASI

ÖZET : İş sözleşmesinin askıya alınması geçici bir ifa imkânsızlığının varlığı halinde gündeme gelmektedir. Normal şartlar altında bir iş sözleşmesi iki tarafa da karşılıklı borç yükler. İşçinin sözleşmeden doğan borcu, edimini yerine getirmekle mükellef olduğu işi yapmaktır. İşverenin sözleşmeden doğan borcu ise, işçi tarafından yerine getirilen işe karşılık ücret ödeme borcudur: Taraflardan birisi borcunu yerine getirmediği halde, diğer tarafın ifadan kaçınma, tazminat isteme veya sözleşmeden dönme gibi birtakım hakları kanun tarafından kendilerine tanınmıştır. Ancak iş sözleşmesinin askıya alınması halinde tarafların birbirine karşı borçları devam etmemektedir. İşçi bu süre içerisinde iş görme edimini ifa etmez, işveren ise bazı haller saklı kalmak şartıyla ücret ödemez.

İşçinin iş akdinin askıya alınmasının koşulları; ifa imkânsızlığı ve askı halinin geçici olması, kusursuz olması ve esaslı olmamasıdır. Yasada düzenlenen bazı askıya alınma halleri şunlardır;

İşçinin Gözaltı veya Tutukluluk Hali: İş Kanunda sayılan bu halin gerçekleşmesi durumunda işveren İş Kanunu madde 17’de belirtilen bildirim süresine uyarak iş akdine son verebilmektedir. İş Kanunu madde 17’de sayılan süre ve sonrasında iş akdi işverence feshedilmezse iş sözleşmesinin askıya alınması gerçekleşir.

Ekonomik Kriz: İşsizlik Sigortası kanunu ek madde 2’de belirtilen hükme göre, bölgesel veya sektörel ekonomik krizin varlığı halinde bu sürede çalıştırılamayan işçilerin sözleşmeleri askıda olduğu kabul edilmiştir.

İşçinin Hastalık, Kaza, Doğum ve Gebeliği: İşçinin kendi kastı dışında gerçekleşen hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerin varlığı, işverene iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı vermektedir. Bu hak İş Kanunu madde 25/I’ de sayılmıştır. İşverenin fesih hakkı İş Kanunu madde 17’de sayılan bildirim süresinin aşılması halinde mümkündür. Bu süre içerisinde ve iş sözleşmesi feshedilmediği takdirde işçinin sözleşmesi askıdadır.

Grev ve Lokavt Süreci: Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu madde 67/1’de “Kanuni greve katılan, greve katılmayan veya katılmaktan vazgeçip de grev nedeniyle çalıştırılamayan ve kanuni lokavta maruz kalan işçilerin iş sözleşmeleri grev ve lokavt süresince askıda kalır.” Denilmiştir. Kanun maddesi uyarınca lokavt ve grev halinde iş sözleşmesinin askıya alınması gerçekleşecektir.

İşçinin Yönetici Olması Hali: Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu madde 23/1’de işçinin iş kuruluşunda yönetici olmak için işyerinden ayrılması durumunda, iş sözleşmesinin askıya alınması halinin olacağı belirtilmiştir.

Askerlik Hali: En az 1 yıl aynı işyerinde çalışan işçinin, muvazzaf askerlik dışındaki manevra veya herhangi bir sebeple silah altına alınan veya herhangi bir kanundan doğan çalışma ödevi yüzünden işinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi feshedilmiş sayılır. İş sözleşmesinin feshedilmiş sayılabilmesi için işçinin, en az 1 yıldır çalışıyor olması ve işinden ayrıldığı günden itibaren 2 ay geçmiş olması gerekmektedir. İş Kanunu madde 31’de belirtilen bu 2 aylık süre içerisinde iş sözleşmesinin askıya alınması gündeme gelecektir.

Zorlayıcı Sebepler: İş Kanunu madde 24/ III’ de iş yerinin 1 haftadan fazla süre ile durmasını gerektiren zorlayıcı sebep bulunması halinde, iş sözleşmesinin haklı nedenle işçi tarafından feshedilebileceği belirtilmiştir. Kanunda belirtilen bu zorlayıcı sebep devam ederken geçen sürede veya sonrasında işçinin sözleşmeyi feshetmemesi halinde iş sözleşmesi askıda olacaktır. Zorlayıcı sebeplerin ne olduğu merak edilirse, bunlara örnek olarak iş yerinde meydana gelen yangın, deprem gibi doğal afetler sayılabilir. Zorlayıcı sebep sadece işyerine özgü değildir. Ayrıca İş Kanunu madde 25/ III’ de belirtildiğine göre, işçinin 1 haftadan fazla çalışmaktan alıkoyan sebeplerde zorlayıcı sebep olarak kabul edilmiştir. Ayrıca bu süre zarfında iş sözleşmesinin askıya alınması hali uygulama alanı bulur.

İş sözleşmesinin askıya alınması durumunda, iş akdi geçici olarak hüküm ifade etmemektedir. Askı sürecinin sona ermesinden sonra, askı sürecinden önceki dönemde olduğu gibi borçlar devam eder. Askı halinde işçinin iş görme borcu askıda kalır, ancak işverenin ücret ödeme borcu bazı hallerde saklıdır. İşverenin askı halinde dahi ödemesi öngörülen ücretler İş Kanunu’nun 40.Maddesinde hükmedilmiştir. Kanun uyarınca zorlayıcı sebebin varlığında ve askı süresinde, 1 haftalık ücretin yarım ücret olarak işçiye ödeneceği belirtilmiştir. İş sözleşmesinin askıya alınmasının kıdem tazminatı yönünden etkisi de büyük önem arz etmektedir. Askı sürecinde işçinin aktif olarak çalışmadığından hareketle Yargıtay, askı sürecini kıdeme dâhil etmemektedir.

 

Avukat Damla Davran Işlak

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün