Yasal Mevzuata Uyum

İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİLİK ALACAKLARINA ETKİLERİ

4857 sayılı İş Kanunu uyarınca işveren tarafından mal ve hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birim olarak tanımlanan işyeri; farklı nedenlerle bir işverenden farklı bir işverene geçebilmekte; bu süreçte işçi ve işveren ilişkisinin ve işin yürütümüne ilişkin sürekliliğin sağlanması oldukça önem arz etmektedir. İşyeri devri; işyerinin özelleştirilmesi yahut devletleştirilmesi, birleşme veya katılma gibi birçok sebebe bağlı olarak gerçekleşebilir. Bu doğrultuda devir işlemi, işçilik hakları bakımından sürekliliği ve iş güvencesini etkileyen en önemli konulardan biridir. İş sözleşmelerinin ve işçilik alacaklarının korunması gayesiyle işyeri devrine ilişkin hükümler 4857 sayılı İş Kanunu’yla Türk Hukuk Sistemine kazandırılmıştır. 

İşyeri Devrinden Doğan Sorumluluğun Genel Esasları ve Süresi:

4857 sayılı İş Kanunu’nun 6.maddesi; işyerinin veya işyerinin bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak devrinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçeceğini hüküm altına almaktadır. Devir ile birlikte farklı bir hukuki işleme gerek kalmaksızın tüm hak ve sorumluluklar devralana geçmektedir. Devir işleminin tarafları arasında yapılacak herhangi bir sorumsuzluk anlaşması da üçüncü kişiler açısından hukuki bir sonuç doğurmamaktadır. Bununla birlikte; aynı madde dâhilinde devirden önce doğmuş olan ve devir halinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işverenin birlikte sorumluluğu düzenlenmektedir. 

Bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre ile sınırlandırılmaktadır. Müteselsil nitelikte olan söz konusu sorumluluk, devreden işveren açısından devirden önce ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçları kapsamaktadır. Bu doğrultuda devreden işverenin kendi dönemi dışındaki işçilik alacaklarından sorumlu olmayacağı açıktır. 

Ücret Alacakları ile Kıdem, İhbar ve Yıllık İzin Ücreti Yönünden Farklılıklar:

4857 sayılı İş Kanunu’nun 6/2 fıkrası uyarınca hizmet süresinin esas alındığı haklarda işçinin devreden işverenin yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapılmalıdır. Söz konusu hüküm doğrultusunda işbu nitelikteki haklardan ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti için işçinin hizmet süresi; devreden işverenin yanında işe girdiği tarihten, devralan işveren nezdinde söz konusu hakları elde ettiği tarihe kadar olan sürenin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. 

Ücret alacaklarından devreden ve devralan işverenin 2 yıllık müteselsil sorumluluğunun yanı sıra yıllık izin sürelerinin ücrete dönüşmesinin ancak iş akdinin sona ermesi halinde gerçekleşmesi yıllık izin ücretlerinden doğan sorumluluk için önemli bir farklılıktır. Bu doğrultuda izin ücreti alacağı devreden işveren döneminde doğmuş bir işçilik alacağı olamayacağından ücrete dönüşen yıllık izin hakkının devralan işveren tarafından ödenmesi gereklidir. Yargıtay kararlarıyla da sabitlik kazandığı üzere, ücret alacakları dışındaki feshe bağlı diğer haklardan olan ihbar tazminatı için de devralan işverenin tek başına sorumluluğu mevcuttur. 

Kıdem tazminatına ilişkin sorumluluk işyeri devrine ilişkin düzenlemelerde yer alan 2 yıllık sorumluluktan bağımsız olup 1457 sayılı İş Kanunu’nun 14/2.maddesiyle ilişkilidir, ilgili kanunda devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre sınırlandırması bulunmamaktadır. 

 

Türküm Türkmen

Bizi Tanıyın

Biz iş dünyasının hukuk danışmanıyız.

Türkiye’de sürdürülebilir büyüme, gelişme ve istikrar içerisinde iş yapmanın nasıl bir emek ve özen gerektirdiğini iyi biliyoruz.

Güncel Yazılar

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün