Şirketler ve Ticaret Hukuku

KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇU VE ŞİKAYET HAKKINA SAHİP OLAN KİŞİLER

ÖZET

6273 sayılı Kanun ile 5941 sayılı Çek Kanunu’nda yapılan değişiklik sonucu, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemine sebebiyet verilmesi suç olmaktan çıkarılıp, idari yaptırıma tabi tutulmuştur. Ancak bu yaptırımın çek hamillerinin korunmasında yetersiz kaldığı gerekçesiyle, 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5941 sayılı Çek Kanunu’nda değişiklik yapılarak, çeklerde karşılıksızdır işlemine sebebiyet verilmesi yeniden suç olarak kabul edilmiştir. Bu çalışmamızda, Çek Kanunu’nda yapılan düzenleme ile günümüzde ödeme aracı olarak kullanılan çeke ilişkin güveni arttırmak ve karşılıksız çek kullanımını ortadan kaldırmak amacıyla çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişiler hakkında öngörülen yaptırımlar ele alınmış ve son yaptırım sistemi olarak kabul edilen, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin değerlendirilmeler yapılmıştır.

AÇIKLAMALAR

Çekin hamil tarafından kanuni süreler içinde bankaya ibraz edilmesi halinde çeki düzenleyen kişinin hesabında çekin karşılığı bulunuyor ise, banka tarafından hamile ödeme yapılır. Ancak çeki düzenleyen kişinin hesabında çekin karşılığına yetecek bir bakiye bulunmuyor ise, Banka tarafından çekin ön veya arka yüzüne çekin karşılıksız olduğuna ilişkin, bir kaşe vurulur ve karşılıksız kalan miktar çekin üzerine yazılır. Banka tarafından vurulan karşılıksız kaşesinde yer alması gerekli olan hususlar çekin yetkili hamil tarafından bankaya ibraz edildiği tarih, karşılıksız kalan miktar ve çeki ibraz eden yetkili hamilin adı, soyadı ile imzasıdır. Bu unsurların karşılıksız kaşesinde yer alması zorunludur. Çekin karşılıksız olduğunun tespit edildiği durumlarda hamil karşılıksız çek ile ilgili yasal yollara başvurabilir.

5941 Sayılı Çek Kanunu’nun “Çek Düzenleme ve Çek hesabı açma yasağı” başlıklı 5. Maddesi’nin 1. Fıkrasına göre; “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında hamilin şikayeti üzerine her bir çekle ilgili olarak bin beş yüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur.” Bu hükme göre, çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçunun oluşması için öncelikle usulüne uygun düzenlenmiş bir çek mevcut olmalıdır. Bir senedin çek sayılabilmesi için gerekli olan unsurlar Türk Ticaret Kanunu madde 781’de düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra çek, üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre yasal ibraz süresi içinde Muhatap Bankaya ibraz edilmelidir. Çekin kanunda belirtilen ibraz süreleri, çekin düzenlendiği yer ile ödeme yerinin aynı olması halinde 10 gün, farklı olması halinde ise 30 gündür. Önemle belirtmemiz gerekir ki, şikayete konu edilen çekin ön veya arka yüzünde “karşılıksızdır” ibaresinin bulunmaması veya karşılıksız kaşesinde çekin yetkili hamil tarafından bankaya ibraz edildiği tarih, karşılıksız kalan miktar ve çeki ibraz eden yetkili hamilin adı, soyadı ile imzasının yer almaması durumunda suçun temel unsurlarının bulunmadığı kabul edilmektedir.

Karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu şikayete tabi olup; şikayet hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı ve devredilemez bir hak olması sebebiyle yalnızca çeki bankaya ibraz eden yetkili hamile tanınmıştır. Hamil, çeki usulüne uygun olarak en son devralan ve elinde bulunduran kimsedir. Son değişiklikler ışığında, karşılıksız düzenlenen bir çekten dolayı zarar görse dahi ciranta, aval ve muhatap şikayet kanun yoluna başvurma hakkına sahip değildir. Nitekim, karşılıksız çek ile ilgili olarak şikayet kanun yoluna başvurma hakkının sadece çeki bankaya ibraz eden yetkili hamile tanınmış olduğu hususunu tekrar ve önemle vurgulamak isteriz.

Şikayet süresi, çekin yetkili hamil tarafından bankaya ibraz edildiği tarihten itibaren 3 aydır ve karşılıksız çeki düzenleyen kişinin çek bedelini hamile ödemesi durumunda, yapılan ödemenin yargılamanın devam ettiği Mahkemeye bildirilmesine müteakip şikayet düşmektedir.

Hamilin şikayetinin kanuna uygun olması halinde, karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçunun faili, çek karşılığını banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi yani çek sahibidir. Çek sahibi gerçek ya da tüzel kişi olabilir. Çek sahibinin tüzel kişi olması durumunda, mali işleri yönetmekle görevli yönetim organı üyesi ya da yönetim organını oluşturan gerçek kişi çek karşılığını bankada bulundurmakla yükümlüdür.

Çek Kanunu madde 5’e göre, çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında bin beş yüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Bu hususta görevli mahkeme icra ceza mahkemeleri, yetkili mahkeme ise çek hesabı sahibinin yahut şikayetçinin yerleşim yeri mahkemesi ile çekin bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesidir. Ayrıca kararı veren Mahkeme, söz konusu kişi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmeder. Yargılama sırasında Mahkeme resen koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedebilir.

Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek ve tüzel kişi adına çek keşide edenler hakkında uygulanır. Ayrıca karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında da uygulanması gerekmektedir. Haklarında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilen kimseler, söz konusu yasağın devam ettiği süre boyunca sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamazlar fakat mevcut organ üyelikleri devam eder. Bu kişiler kendilerinde bulunan tüm çek yapraklarını ait oldukları bankalara iade etmekle yükümlü olup, bu kişiler adına yeni bir çek hesabı açılamaz.

Çek, hamili tarafından kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edildiğinde, çek keşidecisi söz konusu bedeli elinde olmayan bir sebeple ve herhangi bir kusuru bulunmaksızın bankada hazır edemez ise, karşılıksız çek düzenleme suçunun oluşmayacağı ileri sürülmektedir. Bunun yanı sıra, çek keşidecisi çekin elinden rızası dışında çıktığını belirterek, çek hesabının bulunduğu muhatap bankaya ödemeden men talimatı verebilir. Ancak bu durum tek başına çek keşidecisinin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Cezai sorumluluğun ortadan kalkması için keşidecinin, çekin bankaya ibraz edildiği tarihte çek bedelini banka hesabında bulundurduğunu ve kanuni ibraz süresinden önce açmış olduğu menfi tespit veya iptal davasının lehine sonuçlanmış olduğunu kanıtlaması gerekmektedir.

Sonuç olarak, ülkemizde yaygın olarak kullanılan ve güvenilir bir kambiyo senedi vasfına sahip olan çekin karşılıksız çıkması sorunu hem geçmişte hem de günümüzde tartışılan, önemli bir meseledir. Bu meselenin çekin ticari hayattaki yeri ve adil yargılanma hakkı göz önüne alınarak, en hızlı şekilde çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

Bizi Tanıyın

Biz iş dünyasının hukuk danışmanıyız.

Türkiye’de sürdürülebilir büyüme, gelişme ve istikrar içerisinde iş yapmanın nasıl bir emek ve özen gerektirdiğini iyi biliyoruz.

Güncel Yazılar

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün