Bilişim, Medya ve Fikri Mülkiyet

NFT’ LER BAKIMINDAN TÜKENME İLKESİNİN UYGULANABİLİRLİĞİ

Günümüz dünyasında block-chain teknolojisinin kendine geniş bir uygulama alanı bulması ve her geçen gün gelişmesiyle birlikte gelişen NFT’ler (non- fundible tokens) günümüzde çokça kendinden bahsettirmekte ve hukuk camiasında tartışmalara yol açmaktadır. Peki bu NFT’ler nasıl ortaya çıktı? 

Block-chain zincirlerinde yaşanan en büyük gelişme  Etherium block zincirinin 2014 yılında kurulmasıydı. Bu sayede block-chain zincirlerinde sadece kripto paralar el değiştirmekle kalmamış, block zincirleri başkaca amaçlar uğruna da kullanılabilir hale gelmiş, kripto varlıkların ticari hayatta  ödeme aracı olmak dışında pek çok alanda kendine yer edinmesine katkı sağlamıştır. 

NFT’ler ise; yine blok zincir içinde el değiştirilebilen gayrı misli dijital varlıkları ifade etmektedir. Bu NFT’ler değiştirilememesi, kopyalanamaması ve benzersiz ya da az sayıda bulunmalarıyla ön plana çıkmış bir kripto varlıklar olup bu yönleriyle kripto paralardan ayrılmıştır. Burada ifade etmek gerekir ki aslında dijital sanat çalışmalarıyla gündeme gelmiş olan NFT’ler sadece bunlardan ibaret değildir. Dijitale aktarılabilen, dönüştürülebilen her türlü içeriğin bir NFT haline getirilmesi mümkündür. Bu içeriklerin dijital ya da gerçek dünyada olup olmaması da bir önem taşımaz. Elbette ki insan emeğinin işin içen girmesiyle, tasarımcılarının NFT’ler üzerindeki mutlak haklarının da tartışılma konusu olması kaçınılmazdır. 

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda eser sahibinin hakları madde 21’den 25’e kadar ve 45’te neler oldukları düzenlenmiştir. Bu hakların: İşleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı, umuma iletim hakkı ile pay ve takip hakkı olduğu söylenebilir. Eser üzerindeki manevi haklar ise; topluma arz hakkı, eser sahibinin adının belirtilmesi hakkı, eserde değişiklik yapılmasını men etme hakkı ve eser sahibinin eserin aslının malikine ve zilyedine karşı dermeyan edebileceği haklardan oluşur. Türk Hukukunda; eser sahibi, eserin üzerinde mali ve manevi hakların münhasır sahibidir. Manevi hakların devri mümkün değilken, kullanım yetkisi devredilebilir. Mali hakların devrinin ise hangilerinin devredildiğinin açık bir şekilde yazılı bir sözleşmeyle belirtilerek yapılması halinde mümkündür. 

Tükenme ilkesi ise bir eserin bir coğrafyada satışa sunulmasından sonra; eser sahibinin, malın sonraki satışlarına engel olamamasını yani mal üzerindeki tasarruf hakkının tükenmesini ifade eder. İlk satış doktrini olarak da adlandırılmaktadır. Tükenme ilkesi Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 23. Maddesi’nin ikinci bendi son cümlesinde şu şekilde ifade edilmiştir: “Kiralama ve kamuya ödünç verme yetkisi eser sahibinde kalmak kaydıyla, belirli nüshaların hak sahibinin yayma hakkını kullanması sonucu mülkiyeti devredilerek ülke sınırları içinde ilk satışı veya dağıtımı yapıldıktan sonra bunların yeniden satışı eser sahibine tanınan yayma hakkını ihlal etmez.”

Alıcı, herhangi bir pazaryerinde NFT edinmek istediğinde zorunlu olmamakla birlikte çoğunlukla ilk olarak o pazaryerinin şart koştuğu kuralları kabul edecek daha sonra satıcının belirlediği koşulları kabul edip, kripto para ile ödemeyi yapacaktır. NFT’lerde mutlaka bir tokenID ve akıllı sözleşme adres kodu bulunur. Eşsiz olmasının sebebi NFT’nin akıllı sözleşme adres kodu ve tokenID ‘sinin başka bir NFT’de olamamasından gelir. NFT’ler off chain ve on chain olmak üzere iki şekilde sınıflandırılabilir. Off-chain NFT’lerde temsil edilen içerik bu anlamda NFT’nin bir parçası değildir. Bir eseri temsil eden ancak eseri bünyesinde bulundurmayan bir off-chain NFT alındığında, onun temelinde bulunan içerik üzerinde hak sahibi olunmaz. Yalnızca o NFT üzerinde hak sahibi olunur. Bu bakımdan temelde bulunan içerik üzerindeki hak ile NFT token’ı üzerindeki hak birbirinden ayrıdır. Yani akıllı sözleşmede belirlenmiş olsa da bir NFT edinen kimse otomatik olarak NFT’nin temsil ettiği içeriğin üzerindeki hakkın geçişini sağlamaz. Dolayısıyla; off-chain NFT’yi kabaca bir meta verilerden oluşan, gezegenler arası dosya sisteminde depolanan eser bir kripto varlık olup eserin orijinalliğini doğrulayan bir sertifikasyon olduğu söylenebilir.

 

NFT’nin eser sayılabilmesi, sadece eserin NFT’nin bir parçası olması (on-chain NFT) halinde mümkündür. Ancak burada tartışmalı olmakla birlikte, bir NFT’nin tamamen bilgisayar ürünü olması ve içeriğinde bir eserin bulunmaması ihtimali eser niteliğine halel getirebilir. Örneğin bir sanatçının dijital ortamda yaptığı bir resim ya da şarkının NFT’ye dönüştürülmesi ve bu eseri meydana getiren verilerin de NFT’nin içeriğinde, block zincir üzerinde depolanmasıyla on-chain NFT meydana gelir. Burada artık NFT ile eser iç içe geçmiştir. Aslında akıllı sözleşme ile yapılan eser niteliğine haiz olduğu kabul edilen on-chain NFT’lerin satışı ile eserin mali haklarının devri hukuken kesin hükümsüzdür. Zira bu işlem devir geçerlilik şartı olan yazılılık koşulunu sağlamamaktadır. Ancak bu durumun ileri sürülmesinin, otomatik bir şekilde ifa edilmesi sebebiyle ,dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği düşünülebilir.

 Tükenme ilkesiyle fikri mülkiyet hukukunun sağladığı mutlak tekelci hakların yumuşatılması amaçlanmış, bu sayede serbest ticaret kapsamında ilgili malın/eserin satışından sonra belli bir coğrafyada artık satışa sunduysa, ilk satıştan sonra gelen satışların yayma hakkına halel getirmeyeceği kabul edilmiştir. Tüm bu açıklamalar kapsamında eser sahibinin ise bir eserin bir coğrafyada satışa sunulmasından sonra sonraki satışlara engel olamayacağını ifade eden tükenme ilkesinin uygulanabilirliğinin çok tartışmalı olduğunu ifade etmek gerekir.

Tükenme ilkesi uygulanabilir ise NFT sahibinin NFT’yi edinmesinden sonra yapacağı satışlarda eser sahibinin iznini alması gerekecektir. Ancak AB hukukunda da Türk hukukunda dijital bir eserin satışa çıkarılmasını yayma hakkı kapsamında kabul edilmemesi nedeniyle eserin fiziki bir nüshasının bulunması veya içeriğin dijital olmasına göre ikili bir ayırım yapılmasını gerekir. Eğer eserin fiziki bir nüshası var ise eser sahibinin NFT satışı yayma hakkı kapsamında kalacak ve tükenme ilkesi uygulanacaktır. Yani NFT’yi satın alan kişi eser sahibinin rızası olmadan yeniden satışını gerçekleştirebilecektir. Ancak dijital eserin mevzubahis olduğu durumlarda eserin umuma arz hakkının konusunu oluşturması sebebiyle tükenme ilkesi kabul edilmemektedir. 

Son olarak on-chain NFT’ler için de bir ayırım yapmak gerekir. On-chain NFT’lerin yayma hakkının konusunu mu oluşturduğu yoksa umuma arz niteliğinde mi olduğu tartışmalıdır. Eğer yayma hakkı kapsamında olduğu kabul edilirse tükenme ilkesi uygulanacak, umuma arz olduğu kabul edilirse yeniden satış için eser sahibinin izni gerekecektir. Bu değerlendirilirken izinsiz çoğaltımın engellenmesi sağlanabilmiş veya imtiyazlı erişim sağlanmışsa ancak yayma hakkı kapsamında kaldığı görüşü güçlenebilecektir.

SONUÇ :

Henüz konuya ilişkin hukuka yön veren bir yargı kararı veya düzenlemenin olmadığını vurgulamakla birlikte, genel olarak fiziki nüshası bulunan NFT’lerde tükenme ilkesi uygulanabileceği söylenebilir. Halen tartışmalı olmakla beraber on- chain NFT’lerde de tükenme ilkesinin kabul edilmesi uzak bir ihtimal değildir. Ancak an itibarıyla Türk Hukuku ve AB Hukuku’nda tükenme ilkesinin fiziki varlığı bulunan eserler için uygulanabileceği kabul edilmektedir. 

ALİHAN KOTAN

Bizi Tanıyın

Biz iş dünyasının hukuk danışmanıyız.

Türkiye’de sürdürülebilir büyüme, gelişme ve istikrar içerisinde iş yapmanın nasıl bir emek ve özen gerektirdiğini iyi biliyoruz.

Güncel Yazılar

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün