Şirketler ve Ticaret Hukuku

ULUSLARARASI TİCARİ UYUŞMAZLIKLARIN ARABULUCULUK İLE ÇÖZÜMLENMESİ: SİNGAPUR KONVANSİYONU

Türkiye Cumhuriyeti adına 7 Ağustos 2019 tarihinde Singapur’da imzalanan ve 7282 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu (“Singapur Konvansiyonu”) 22 Nisan 2021 tarihinde 9 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile onaylanmış; 25 Şubat 2022 tarihli ve 31761 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5235 numaralı karar doğrultusunda 11.04.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Singapur Konvansiyonu ile hedeflenen amaç uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuğu yaygınlaştırmak ve ticari süreçlere hız kazandırmaktır. Bu amaçların gerçekleştirilebilmesi için arabuluculuk anlaşma belgesine uluslararası düzeyde bir hukuki etki tanınması gerekmektedir. Konvansiyon’ un yürürlüğe girişiyle birlikte arabuluculuk süreci sonunda yapılan sulh anlaşmaları uluslararası alanda icra edilebilecektir. 

Konvansiyon hangi “Sulh Anlaşmaları” için uygulama alanı bulur? 

Konvansiyon; arabuluculuk süreci sonunda yapılan uluslararası ve ticari mahiyetteki yazılı anlaşmalar için uygulama alanı bulmaktadır. Uluslararası mahiyete ilişkin şartlar Konvansiyon’ un 1/1.maddesinde belirtilmiş olup hangi uyuşmazlıkların ticari kapsamda sayılacağına Konvansiyon metninde açık bir şekilde yer verilmemiştir. Bu sebeple ticari bir uyuşmazlıktan ne anlaşılması gerektiği üzerinde durulması gerekir. 

Ticarilik unsuruna ilişkin tanımlamalar, UNCITRAL’ın 2002 yılında kabul ettiği Uluslararası Ticari Arabuluculuk Model Kanunu’nda yer almaktadır. İlgili kanunun (1) numaralı dipnotunda ticariliğin sözleşmesel bir ilişki olsun yahut olmasın ticari ilişkilerden kaynaklanan tüm sorunları kapsaması gerektiğine değinilmiş, örnek olması açısından sınırlayıcı olmayan bir sayım yapılmıştır. Mal veya hizmet tedariki veya değişimi, dağıtım anlaşmaları, ticari temsil veya acentelik, leasing, faktöring, sigorta, işletme, mühendislik, yatırım, bankacılık, danışmanlık veya imtiyaz anlaşmaları; ortak girişim ve diğer sanayi veya ticari işbirliği şekilleriyle mal veya yolcuların taşınması Model Kanun metninde yer alan örneklerdir. Bununla birlikte yapım ve doğal kaynakların çıkarılmasına ilişkin olarak devlet ile yatırımcı arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların da ticari uyuşmazlık olarak kabul edilmesi gerektiğine ilişkin görüşler de mevcuttur. 

Bununla birlikte Konvansiyon’ un uygulama alanı dışındaki sulh anlaşmaları konu ve hukuki nitelik açısından “ticarilik” unsurunun aksine net bir şekilde belirlenmiştir;

-Taraflardan birinin (tüketici olarak) şahsı veya ailesi veya evi için yaptığı işlemlere ilişkin sulh anlaşmaları ve aile, miras ve iş hukukuna ilişkin sulh anlaşmaları” konu olarak Konvansiyon kapsamı dışındadır. 

-Hakem kararı olarak kaydedilen ve yerine getirilen sulh anlaşmaları, mahkemece tasdik edilen veya mahkeme yargılaması sırasında yapılan ve mahkemenin bulunduğu devlette mahkeme kararı olarak yerine getirilen sulh anlaşmaları hukuki nitelik yönünden Konvansiyon’ un uygulama alanına girmemektedir. 

Uluslararası mahiyete ilişkin gerekli şartlar ise Konvansiyon’ un 1/1.maddesinde yer almaktadır. Uluslararası nitelik için sulh anlaşmasının en az iki tarafının iş yerlerinin farklı devletlerde olması veya sulh anlaşmasının taraflarının işyerlerinin bulunduğu devletin (i) sulh anlaşmasından doğan borcun esaslı bir kısmının ifa edileceği devletten veya (ii) sulh anlaşmasının konusunun en sıkı ilişkili olduğu devletten farklı olması gereklidir. 

Sulh anlaşmasının Konvansiyon kapsamında sayılabilmesi için yazılılık şartının sağlanması gereklidir. Anlaşmanın herhangi bir şekilde kayıt altına alınması yazılılık koşulunun sağlanması için yeterli görülmüştür. Elektronik ortamda düzenlenen sulh anlaşmaları ise anlaşmanın içeriğindeki bilgilere sonradan ulaşılabilir olması halinde yazılılık şartını sağlayacaktır. 

Konvansiyon’ un icra edilebilirlik mekanizması nasıl işler? 

İcra edilebilirlik için sulh anlaşmasına dayanmak isteyen taraf, hukuki yollara başvurduğu diğer devletin yetkili makamına; taraflarca imzalanmış sulh anlaşmasını ve sulh anlaşmasının arabuluculuk sonucu yapıldığını gösteren delilleri ibraz etmelidir. 

Sulh anlaşmasının arabuluculuk sonucu yapıldığını gösteren delillere Konvansiyon metninde değinilse de bu sayım sınırlayıcı değildir. 

Yetkili Makam, Konvansiyon’ da öngörülen şartların yerine getirildiğini teyit eden gerekli gördüğü herhangi bir belgeyi sulh anlaşmasına dayanarak hukuki bir yola başvuran taraftan talep etme hakkına sahiptir. Konvansiyon metninin 4.maddesinde; başvurulan hukuki yolu inceleyen makamın ivedi şekilde hareket edeceğine yer verilmiştir. “İvedi şekilde hareket etme” Konvansiyon’ un ve arabuluculuğun hedeflediği efektiflik amacına son derece uygundur.  

Bununla birlikte, sulh anlaşmasının; ülkesinde hukuki yola başvurulan taraf devletin resmi dilinde olmaması halinde, taraf devletin yetkili makamı sulh anlaşmasının kendi diline tercüme edilmesini talep etme hakkına sahiptir. 

İcra edilebilirlik talebi hangi durumlarda reddedilir?

İcra edilebilirlik talebinin reddine ilişkin hukuki sebepler Konvansiyon’ un 5.maddesinde açıklanmaktadır. Red sebepleri iki şekilde gündeme gelebilir;

Taraf bir devletin icra edilebilirlik için hukuki yollara başvurması halinde ve aleyhine hukuki yola başvurulan tarafın istemi üzerine Konvansiyon metninin 5.maddesinde yer alan unsurlardan biri ispatlanarak icra edilebilirlik talebi reddolunabilir. Bu kapsamdaki red sebepleri şu şekildedir; 

  • Sulh anlaşmasının taraflarından birinin ehliyetsiz olması,
  • Sulh anlaşmasının taraflarca tabi kılındığı hukuka veya taraflarca tabi kılınan bir hukuk yoksa talebin yapıldığı yetkili makamın ait olduğu devletin hukukuna göre geçersiz ve hükümsüz olması veya işlerlik kazanmamış olması veya ifa edilebilir olmaması,
  • Sulh anlaşmasının hükümlerine göre bağlayıcı veya nihai olmaması veya sonradan tadil edilmesi,
  • Sulh anlaşmasına konu borcun ifa edilmiş olması veya açık ya da anlaşılabilir olmaması,
  • Talebin kabul edilmesinin sulh anlaşmasının hükümlerine aykırı olması,
  • Arabulucuya veya arabuluculuğa uygulanabilir standartların arabulucu tarafından ciddi şekilde ihlal edilmesi ve bu ihlal olmasaydı söz konusu tarafın sulh anlaşmasını yapmayacak olması veya
  • Arabulucunun tarafsızlığına veya bağımsızlığına ilişkin haklı şüphe uyandıracak durumları arabulucunun, taraflara ifşa etmemesi ve bu ifşayı yapmamasının taraf zerinde önemli veya haksız bir etki oluşturması, öyle ki, bu kusur olmasaydı söz konusu tarafın sulh anlaşmasını yapmayacak olması

Hukuki yola başvurunun yapıldığı akit devletin yetkili makamı da Konvansiyon metninin 5.maddesinde yer alan unsurlardan birinin tespiti halinde herhangi bir isteme gerek kalmaksızın talebi reddetme hakkına sahiptir. Bu kapsamdaki red sebepleri şu şekildedir;

  • Talebin, başvurulan devletin kamu düzenine aykırı olması yahut
  • Uyuşmazlığın konusunun başvurulan devletin hukukuna göre arabuluculuk yoluyla çözüme elverişli olmaması.

Singapur Konvansiyonu’nun 11 Nisan 2022 tarihinde yürürlüğe girişi uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözümü için atılan nihai ve önemli bir adımdır. Tahkim için uygulama alanı bulan New York Konvansiyonu’nun verdiği başarılı sonuçlar Singapur Konvansiyonu için de hedeflenmektedir. Konvansiyon’ un somut hukuki sonuçlarının görülmesi ve uluslararası hukukun gelişimine tanık olmak son derece heyecanlı olmakla birlikte meydana gelebilecek ekonomik sonuçlar da aynı şekilde merak uyandırıcıdır. 

 

Avukat Türküm Türkmen

Bizi Tanıyın

Biz iş dünyasının hukuk danışmanıyız.

Türkiye’de sürdürülebilir büyüme, gelişme ve istikrar içerisinde iş yapmanın nasıl bir emek ve özen gerektirdiğini iyi biliyoruz.

Güncel Yazılar

Bize Soru Sorun

Bir Uzmanla Görüşün